Hisler mi, Mantık mı, Emlak Alırken Hangisini Kullanıyoruz?

Son zamanlarda emlak fiyatlarındaki artış insanların bakış açısını değiştirmek zorunda bıraktı. Benimde çevremde en çok gördüğüm ve bana yöneltilen şikayetlerde ya da serzenişlerde her zaman bu emlak fiyatlarının geldiği durum gözüme sokulmakta. Sanki fiyat artışlarını ben yapıyor muşum gibi. Tabi toplumda artışın nedenlerinden bir tanesinin emlakçıların sorumluluğunda olduğu lanse ediliyor ve bu durumda beni biraz üzmekte. Neyse konumuza dönmeye çalışalım. Konumuz hisler mi, mantık mı. Bu yazıyı yazmadan bir gün önceki akşam bir sohbette insaların neden bir mülke bu kadar para verdiklerini tartıştık. Gruptaki insanların genel düşünceleri acaba benim bu kadar param olsa bu kadar para verir miydim? Sorusu oldu. Mevzu geçen tutar 20.000.000 TL. Yanlış okumadınız, doğru. Konu kıyaslamalar, altı üstü bir 5+1, ne özelliği var gibi uzayıp giden düşünce yumakları.

Şimdi konu aslında şu noktaya geliyor: Enflasyon, alım gücünün düşmesi, İnsanlar arasındaki ekonomik farkların giderek açılması. Şikayetlerde veyahut düşüncelerde farkettiğim bu kelimeler oldu. Evet enflasyonun bu kadar yükselmesi, emlak sahibi olmak isteyen insanların bunun için daha fazla çalışması zorunda kalması onların haklılıklarını ortaya çıkarmakta. Önceden emekli olan bir kişi hiç değilse başını sokacak bir konut alabilmekteydi. Hatta her zaman duyduğum ‘’emekli olduktan sonra ikramiyeyle kendime bir yazlık alacağım’’ diyen kişiler tanırım. Burada belirttiğim durum orta sınıf ve alt sınıftaki insanlar için geçerli. Gelir seviyesi yukarıda olan insanlar her devir alabildikleri için onları kapsamıyor tespitlerim. Yine de ne olursa olsun insanlar maddi olanakları kısıtlı da olsa onların alış-veriş esnasında duygusal davranmadıkları anlamına gelmiyor.

Burada mesleki olarak bir örnek vermek isterim. Ankara’nın orta sınıf insanlarının yaşadığı bir mahallede satmam için bana gelen bir müşterimin dubleks dairesinden bahsetmek isterim. Daire öncelik olarak dubleks olduğu için gelen talep doğal olarak az oluyordu ve haliyle bina da biraz yaşlı olduğundan daire de baştan aşağı bir yenileme gerekliydi. Bu durum biraz işimi zorlaştırıyordu ancak sonuca gitmeme engel değildi. Sonuç için biraz uğraştım, mülkü bir çok defa insanlara sunumunu yaptım. Bir gün o bölgede yaşayan bir aile geldi. Hanımefendi daireye girdikten sonra salona doğru yöneldi ve salona bakmaya koyuldu. Aslında bakmıyordu, hayal kuruyordu, ne yapacağını düşünüyor, nasıl yerleşeceğini, misafirlerini nasıl ağırlayacağını hayal ediyordu. Sadece 10.000 TL’lik indirim yapabileceğimi aileye ilettim ve aile 1 saat sonra dönüş yapacaklarını söyledikten sonra daireden ayrıldılar. Beyefendi 1 saat sonra beni aradığında eşinin daireyi çok beğendiğini ve almak istediklerini söyledi. Bu kadar basit ve kısa bir satış olmuştu. Duygularıyla hareket eden hanımefendi ve eşini üzmek istemeyen bir beyefendi.

Enflasyonun yükselmesi, almak istediğimiz şeylere ulaşımın azalaması bizim de duygularımızda karmaşıklığa yol açtı aslında. İstediğimiz gibi özgürce alış-veriş yapmak istiyoruz ancak bu elimizden alınıyor. Ekonomik destek alabilmek için bankalara başvuru yapıyoruz oradan da istediğimiz sonucu alamayınca biz de biraz infial yaratıyor ve bizden daha iyi durumda olan insanlara bakış açımız değiştiği gibi onlara olan düşüncelerimiz de daha sert oluyor maalesef. İnsanların konuşmalarında bu tip davranışları görmek onların da analitik düşündüğü ancak alım gücü arttığında da eylemlerinde duygusal davrandığı ortaya çıkıyor.

#ankara #çankaya #çayyolu #beytepe #gölbaşı #incek #hacılar #kızılcasar #ballıkpınar #ticarigayrimenkul #konut #commercial #emlak #gayrimenkul #satılık #kiralık #daire #ofis #villa #dükkan #arsa #villaparseli

#ankarakiraliksatilikemlak #caglaner